Emiroğlu: "Baraj puanının kalkması yerindedir"

Emiroğlu: "Baraj puanının kalkması yerindedir"

Emiroğlu: "Baraj puanının kalkması yerindedir"

 

Kıbrıs Ada Kent Üniversitesi ve Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Avrupa Eğitim Vakfı Başkanı Giresunlu Dr. Talip Emiroğlu, üniversitelere girişte baraj puanlarının kaldırılması kararına olumlu baktığını söyledi.

 

Emiroğlu, yaptığı açıklamada, alınan bu kararın eğitim kalitesine, öyle söylenildiği gibi pek olumsuz etki yapacağını sanmadığını ifade ederek, “Üniversitelerin kaliteli eğitim yapmaları, giriş şeklinden ziyade öncelikle kendi organizasyonlarıyla alakalı olmalıdır. Sen liseden ne kadar başarılı öğrenci alırsan al, eğitiminde sıkıntı varsa fayda etmez, öğrenciyi sistemsizliğin içerisinde yok edersin" dedi.

 

Açıklamasında, "Başarısı düşük öğrencinin iyi bir organizasyon içerisinde başarılı olma şansı da vardır. Böyle kazançlar çok değerlidir" ifadesini kullanan Emiroğlu, şöyle devam etti:

 

"Bu güne kadar üniversiteye girişlerde zorluklar çıkarıldı da ne oldu? Eğitim kalitesi her zaman yine tartışıldı. Burada önemli olan üniversitelerin başarı iklimi içerisindeki çağdaş ve adil organizasyonlarıdır. Barajın kalkması, girişin kolaylaşması, işini doğru yapan üniversitelerin kalitesini düşürmez. Ama sadece hak edeni mezun etmek kaydıyla. Yani, üniversiteden çıkış, giriş gibi kolay olmamalıdır.

 

Gelelim şu sınav meselesine; 40 senedir sınav yapılıyor. Sınavlar bilenle bilmeyeni ayırmıyor, sadece sıralıyor. Yani bir soruyu 4 dakikada yapanla,  bir dakikada yapanı ayırıyor. Bir dakikada yapan kazanıyor, 4 dakikada yapan başarısız sayılıyor.

 

Ne oldu sonra? Dershaneler, hatta okullar eğitimi bırakıp öğretim yapmaya başladılar. Çıkma ihtimali olan soruları ezberletip kısa sürede cevaplama yöntemleri öğrettiler. Yani öğretim, eğitimi ikame etti. Bu yüzden, bir türlü ezberci eğitimden yorumcu eğitime geçemedik."

 

Bu konuda çarpıcı örnekler veren ve üniversite eğitimine farklı bir bakış açısı getiren Dr.Emiroğlu, şunları kaydetti:

 

"Almanya analitik eğitim seviyesinde. Ülkelerin ekonomisiyle, eğitimi arasında doğrudan ilişki vardır. Durum ortada. Yaklaşık 40 yıldır okullara giriş sınavı yapalım derken, okullar maalesef  sınavlara hazırlık yeri haline geldi.

Sosyolojimiz, psikolojimiz değişti. Her şeye çabucak cevap veren bir toplum olduk. Söz bitmeden karşılığını yapıştırır hale geldik. Belki de bu yüzden kavgacıyız. Belki de bu yüzden bir birimizi anlayamıyoruz.

 

Düşünmeyi, yorumu, analitik bakışı ve enine boyuna değerlendirmeyi zayıflatıyoruz. Acaba niçin yeterince kurumsal olamıyoruz? İş hayatında, siyasette, sporda ve sanatta, yani hemen, hemen her alanda neden anında cevap veriyoruz? Sanki acelemiz mi var?  Sınav anlamında hayatı 180 dakikaya sığdırmaya alıştık. Bir de barajsız deneyelim. Hatta daha ileri gidelim ve her üniversite kendi öğrencisini kendisi seçsin. Dakikaya sığdırmadan oturup mülakatlar yapsın. Öğrenciyi dinlesin. Artık eğitimi öğrencinin bulunduğu yere gidip şekillendirmemiz lazım. Onları dedelerinin koşullarına zorlamaktan vazgeçelim. Ne dersiniz?"